Tonbul: 6 Ayda Bir Zam Enflasyonu Telafide Yetersiz Kalıyor. Eşel Mobil Sisteme Geçiş Artık Kaçınılmaz
KAMU PERSONEL SİSTEMİ TAMİR,
KAMU GÖREVLİLERİNİN GELİR KAYIPLARI TELAFİ,
MAAŞ VE ÜCRETLER YUKARI YÖNLÜ TEDAVİ
EDİLMELİDİR.
Mart ayı enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından ilk üç ayda ortaya çıkan enflasyon farkına ilişkin açıklamalarda bulunan Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, kamu görevlilerinde beklenti oluşturan ve seçim öncesi çözüme kavuşturulması beklenen gündem başlıklarını değerlendirdi.
%2,29 olarak açıklanan Mart ayı enflasyonuyla birlikte, 2023 yılının ilk 3 aylık enflasyonunun %12,52’e ulaştığını belirten Tonbul, kamu görevlileri için enflasyon farkının ise %4,19 olarak gerçekleştiğini ve 6 aylık zam periyodunun artık sürdürülemez olduğunu, dolayısıyla eşel mobil sisteme geçişin de kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Tonbul’un yapmış olduğu açıklamanın detayları şöyle;
Çalışma hayatı için son derece önemli olan ve TÜİK tarafından açıklanan Mart ayı enflasyon verileri kamu görevlilerimiz için iki önemli hususu ifade etmektedir. Birincisi; Ocak ayında yapılan artıştan sonra maaş ve ücretlerde yaşanan erime; ikincisi ise Temmuz ayında maaş ve ücret artışlarına ilave olarak yapılacak “enflasyon farkı” kaynaklı artışın “Mart” ayı itibariyle ne kadar olduğudur.
6. Dönem Toplu Sözleşme’de hem genele yönelik hem de hizmet kollarına ilişkin çok önemli kazanımları hüküm altına almış, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi, ek gösterge düzenlemesi gibi özlük haklarına ilişkin konular üzerinde de kazanım elde etmiştik. Bununla birlikte kamu görevlilerimize ve emeklilerimize Ocak ayında yapılan %30’luk artışın %8’lik kısmını da hüküm altına almıştık.
Dünyada son yıllarda yaşanan pandemi ve ekonomik kriz, bölgesel savaşlar, tahıl koridoru sorununun yanı sıra ülkemizde yaşadığımız doğal afetler ve deprem felaketi nedeniyle yüzyılda bir olacak felaketlere son birkaç yılda üst üste maruz kaldık. Bu zorlukları yaşarken; milletçe dayanışmanın, birlikte hareket etmenin ve karamsarlığa kapılmadan mücadele etmenin sınavını başarıyla verdik, vermeye de devam ediyoruz.
Enflasyon ve kur ile oluşturulan kaos ortamı; emeğin sömürülme alanlarını artırmakta, alım gücünü düşürmekte ve daha fazla çalıştırıp daha az kaynağa mahkûm etmektedir. Devletimiz bu süreçte, sabit gelirlilerin satın alma gücünde yaşanan düşüşü, maaşlarındaki erimeyi ve reel kayıpları telafi etmeye yönelik birçok önemli tedbiri ve politikayı hayata geçirdi. Memur-Sen ve Enerji Bir-Sen öncülüğünde; ek gösterge düzenlemesi ve sözleşmeli personelin memur kadrolarına geçirilmesinin yanı sıra toplu sözleşmede teklif ettiğimiz gelir vergisi muafiyeti ve bunlara ilave olarak unvan bazlı iyileştirmeler gerçekleştirildi. Ancak devletimizin ürettiği politikalar ile bu durumun yansımaları en aza indirilmeye çalışılsa da; kârdan vazgeçmeyen “işveren-sermaye” ikilisinin anlık ve sürekli olarak fiyatları yükseltmesiyle gelir dağılımında adaletsizlik büyümeye, gelir kayıpları sürekli olarak artmaya devam ediyor. Bununla birlikte, ücretlere yönelik hayata geçirilen torba yasa vb. farklı düzenlemelerle unvanlar ve meslek grupları arasında gelir dağılımı adaletsizliği daha da artmaktadır.
ERİYEN MAAŞLAR GÜNÜMÜZ KOŞULLARINA GÖRE DÜZENLENMELİ
Enerji Bir-Sen olarak, hiçbir zaman kamu görevlilerimiz arasında bir kıyaslama ya da ayrımcılık yapmadık; daima kamu hizmetinin değerini vurguladık, bütün kamu görevlilerimizi kapsayan bir anlayışla sorunlara çözüm önerileri getirdik. Kamu Personel sistemi içerisinde tutarlı, adil bölüşümü destekleyici, ücretler arasında dengeyi gözetecek tekliflerle masaya gelmeye özen gösterdik. Kamu personel sisteminin mevcut durumuna bakıldığında ve kamudaki üst düzey yöneticilere yapılan ilave artışlar da dikkate alındığında, kamu personel sistemi mevcut haliyle çalışanlar arasında adil bir uygulama zemini olmaktan uzaklaşmıştır. Özellikle bazı unvan bazlı düzenlemeler ile memur, şef, şube müdürü, tekniker ve mühendisler başta olmak üzere önemli bir kesim mağdur edilmiş, geçmişte benzer ücretleri alanlar arasındaki ücret dengesi göz ardı edilmiştir. Burada eksiklik içeren ve yapılması elzem olan birkaç husus bulunmaktadır;
-Kamu görevlilerine ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadan önce yetkili konfederasyon ile istişare edilmeli,
-Sosyal diyalog mekanizmaları etkin olarak kullanılmalı ve toplu sözleşme dışında kamu görevlileri arasındaki iş barışını ve ücret dengesini bozabilecek her türlü düzenlemeden ve uygulama kaçınılmalı,
-Kamu görevlileri ve emeklilerinin tamamını kapsayacak şekilde, tüm ücretler yeniden ele alınıp günümüz ekonomik koşulları çerçevesinde revize edilmelidir.
3600 KONUSU TAMAMEN ÇÖZÜLMELİ VE ÜLKE GÜNDEMİNDEN ARTIK ÇIKMALI
Memur-Sen ve Enerji Bir-Sen olarak, ek gösterge düzenlemesi ile kamu görevlileri açısından büyük mutlulukla karşılanan önemli bir düzenlemeye imza atmamıza rağmen, özellikle teknik hizmetler sınıfındaki tekniker ve teknisyenlerin 3600 ek göstergeden yararlandırılmaması büyük bir adaletsizlik oluşturmuştur. Konunun çözüme kavuşması, kamu görevlilerinin beklentilerinin karşılık bulması ve oluşan mağduriyetin giderilmesi için önemli temaslarda bulunduk. Son Torba Kanun’a da bu yönde bir düzenlemenin eklenmesi, şef, tekniker, teknisyen, ayniyat saymanı, VHKİ başta olmak üzere 1. Dereceye gelen bütün kamu görevlilerine 3600 ek gösterge verilmesi için önemli mücadeleler verdik. Tüm mağduriyetler giderilene kadar konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.
7417 sayılı Kanun ile ek göstergelere ilişkin düzenleme yapılırken ilgili Kanun’un 60’ıncı maddesinde; üst sınıf yöneticilerin tazminat göstergeleri artırıldı. Bu ilave gelir artışı hem sendikalar hem de kamu görevlilerimiz açısından tepkiye neden oldu. Bu tarz düzenlemeler yapılarak tavanla taban arasındaki uçurum açıldıkça, huzursuzluk oluşmakta, kişilerin huzursuzluğu toplumsal huzursuzluğa dönüşmekte, harcama ve tasarruflar dengesizleşmekte ve karamsarlık artmaktadır. Toplu sözleşme dışında, özellikle paydaşlarla istişare edilmeden yapılan bu tür düzenlemelerin toplumda ve çalışma hayatında neden olduğu sorunlar dikkate alındığında, toplu sözleşmenin özele ve genele hitap eden bir sürecin ve düzenlemenin ürünü olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Ekonomide yaşanan sorunlar ve kayıplar sadece belirli bir kesim için değil kamu görevlileri ve emeklilerinin tamamı için geçerlidir. Büyükşehirler başta olmak üzere ortalama ev kiralarının 8.000TL ile 10.000TL arasında değiştiği ve özellikle kış mevsiminde doğalgaz faturalarının 2.000TL’yi aştığı bir zeminde, bir memurun ortalama 12.000TL, mühendisin ortalama 19.000TL maaş alması geçim sıkıntısı ve alım gücündeki kayıpların büyüklüğünü ortaya koymaktadır.
KAMU MÜHENDİSLERİNİN MAAŞLARI HAK ETTİLERİ SEVİYEYE YÜKSELTİLMELİDİR
Teknik ve mesleki bilgi birikimine sahip, kamudaki büyük projelerde kritik görevler alan, ülkemizin gelişmesi ve ilerlemesine doğrudan katkıda bulunan kamu mühendislerimizin, geçmiş dönemde benzer ücreti aldığı kamu görevlileriyle arasında bugün 2 katı aşan bir fark oluşmuştur. Önemli eğitimler alan ve sınavlara hazırlanarak kamuya atanan bir mühendis ile bir kamu işçisi arasında ücret farkı kalmamış, ilave ödeme ve tediyelerle işçi statüsündeki personelin, amiri olan mühendisten daha fazla ücret almasına sebebiyet verilmiştir.
Özellikle bu süreçte hızlı bir şekilde atılması gereken adımları ve 7. Dönem Toplu Sözleşme masasına gelmeden düzeltilmesi gereken eksiklikleri ifade etmek istiyorum;
1-Geçim sıkıntısını hafifletmek ve alım gücünü artırmak için en düşük devlet memuru aylığı günün şartlarına uygun olarak artırılmalıdır,
2-Enflasyonist dönemlerde, başta kamu görevlilerimiz olmak üzere tüm sabit gelirlileri enflasyon korkusundan uzaklaştıracak, hayat pahalılığından kurtaracak ve rahat bir nefes aldıracak “Eşel Mobil Sistemi” aylık veya üç aylık dilimlerde uygulamaya konulmalıdır,
3-Kamu görevlilerimizin beklentilerini karşılayacak ve kamu personel sisteminin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde 1. Derece yükselen tüm kamu görevlilerine 3600 ek gösterge verilmeli, tazminat yansıtma oranları adil bir şekilde düzenlenerek emekli aylığı ve ikramiyeler hak edilen seviyeye yükseltilmelidir,
4-Uzun süredir dile getirdiğimiz Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın Genel İdari Hizmetler Sınıfı’na aktarılması hususu zaman kaybedilmeden hayata geçirilmelidir,
5-Geçtiğimiz günlerde çıkarılan Torba Kanun ile Yargıtay ve Danıştay mensuplarına verilen ek tazminat düzenlemesinden müdürler, mühendisler, diğer teknik personel ile idari personel de yararlandırılmalı, düşen alım güçleri artırılmalıdır,
6-Toplu sözleşmelerde teklif olarak sunduğumuz, kamu görevlilerine de Bayram İkramiyesi ödenmesi bu dönemde hayata geçmeli, çifte bayram kutlanmalıdır,
7- Kahramanmaraş merkezli depremlerde, bölgede görevli olan tüm kamu görevlilerine fazla çalışma, tazminat ve ek tazminatların tavan miktardan ödenmesi için beklenen düzenleme vakit kaybedilmeden kaleme alınmalıdır,
8- Rüya projeleri hayata geçiren teknik personel ve mühendislerin maaş ve ücretleri tatmin edici seviyeye yükseltilmeli; şube müdürleri, şefler ve memurların da alım gücünü artıracak düzenlemeler yapılmalıdır,
9- Toplu sözleşme masasını geri planda bırakacak ara düzenlemelerden kaçınılmalı; bunun yerine yetkili sendikanın hükümet kanadıyla istediğinde bir araya gelerek sahanın taleplerini net ve doğru şekilde aktarabileceği bir Komisyon kurulmasına kanuni zemin oluşturulmalıdır.