Dirilişe, direnişe ve umuda ihtiyacımızın olduğu zor zamanlardan geçiyoruz. Umudu kaybetmenin küfür olduğunu idrak eden bir bilinçle insanlığa dair umudumuzu kaybetmek üzereyiz. Direnişin sesi olan Filistin’imiz, Gazze’miz işgal altında. Kadınlarımız, kızlarımız, çocuklarımız, beşiğindeki bebeklerimiz dünyanın en vahşi ordusu tarafından kuşatılmış durumda. Rabbin miraca şahitlik ettirdiği Kudüs, o göksel şehir kana bulandı. Üstat Sezai Karakoç’un ifadesiyle “Kudüs Şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir. Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri. Altında bir krater saklayan şehir. Kalbime bir ağırlık gibi çöküyor şimdi.” Dünya suskun, ümmet mahzun. Dilin lal olduğu zamanlardan geçiyoruz. Dünyanın en ağır yükünü taşımakla mükellefiz. Filistin’i, Gazze’yi, gözü yaşlı anneleri, babaları ve Allah’ın insana armağanı olan çocukların gözyaşlarını taşıyoruz. Kalbi bir hüzünle yad ettiğimiz Kurban Bayramımızın dirilişe, direnişe ve özgürlüğe vesile kılmayı unutmayalım.
 
Kurban Bayramı, birlik ve beraberliğin, kardeşlik ve dayanışmanın en güzel örneklerinin sergilendiği müstesna günlerdendir. Bu bayramda da gönül coğrafyalarımızla bağlarımızı güçlendirmeliyiz; kendimiz için, ruhumuzun teselli bulması için ve dahi özgürleşmek için. Üçüncü Dünya Savaşının tamtamlarının çalındığı bu süreçteyiz. Küresel sistem tıkandı, Batı medeniyeti iflas etti. Çatışma ve savaş farklı bölgelere yayılıyor. Büyük bir felakete doğru ilerliyoruz. Dünya Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Sudan’da aklını, vicdanını, merhametini yitirdi. Zalimlerin zulmü altında ezilen, özgürlük ve adalet mücadelesi veren tüm kardeşlerimizin yanında olduğumuzu yine yeniden gümrah bir sesle vurgulamalıyız; denizden nehre özgür Filistin…
 
Dirilişin, direnişin, savaşın ve barışın peygamberinin ilahi mesajını hatırlayarak tüm milletimizin, Memur-Sen ve Enerji Bir-Sen ailesinin Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimizle kutluyor, bayramın hayırlara vesile olmasını diliyoruz.