Yeni Anayasa, Türk Tipi Başkanlık Sistemi ve Kamu Çalışan Hakları
Cemil ŞENTÜRK
***27 Mayıs 1960 yılından günümüze kadar darbe anayasaları ile yönetilen ülkemizde, yeni bir çağın başlangıcı, güçlü ve büyük Türkiye’nin temellerinin sağlamlaştırılması ve en önemlisi de yeni neslimizin 2023-2071 hedeflerine ulaşabilmesi için, yeni ve sivil bir anayasanın yazılması, kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir.
“İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın” fikrini temel almasını dilediğimiz, yeni ve sivil bir anayasa yazımı için Cumhuriyet tarihinin en güçlü iradesinin olduğu dönem içerisinde bulunmaktayız. Sivil anayasa ile birlikte Başkanlık Sistemi tartışmaları da toplumun birçok kesimi tarafından yüksek sesle dillendirilmekte ve yeni sistem hakkında fikir beyanları demokratik bir aleniyetle millete sunulmaktadır.
Memur-Sen’in de arasında bulunduğu 16 sivil toplum kuruluşu tarafından oluşturulan “Türkiye Anayasa Platformu’ nun” ocak ayında “Yeni Anayasa İçin Hep Birlikte" çağrısına şu an itibariyle 355 sivil toplum kuruluşundan tam destek gelmesi, yeni anayasa için toplumun iradesinde ki kuvveti ve isteği bir kez daha gözler önüne sermiştir.
***Yeni anayasa ile ilgili bu kısa tezekkürün ardından, dünyada uygulanan başkanlık sitemleri, Türk tipi başkanlık sistemi ve olası bir değişiklikte kamu çalışanlarımızın hakları ile ilgili birkaç kısa not düşmek isterim.
Günümüzde Uluslararası ortamda tanınan 194 ülkeden 38 tanesi başkanlık-yarı başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Bu 38 ülkeden sadece ekonomik gelişmişliği son derece düşük olan Endonezya’da üniter tam başkanlık sistemi geçerlidir ve bu ülkede kamu çalışan hakları oldukça azdır. Başkanlık-yarı başkanlık sistemi ile yönetilen G20 ülkeleri Fransa, Rusya, Güney Afrika, Güney Kore, ABD, Arjantin ve Meksika’ dır. Bu ülkelerden Fransa (üniter yarı başkanlık sistemi) hariç diğerleri federal sistem ile yönetilmektedirler.
“Federatif başkanlık sitemlerinde” bulunan eyalet yönetimlerinin her birinde, eyalet meclisleri tarafından çalışan hakları ve sendikal faaliyetler arasında uygulamalar farklılık göstermektedir. Grev hakkı da dahil kamu çalışan haklarının en yüksek seviyede olduğu ABD dışındaki ülkelerde, kamu çalışanlarının teorik de olsa grev hakkı bulunmaktadır. Kamu çalışan haklarının gelir dağılımında adalet, yasal çalışma sürelerinin çalışan yararını gözetmesi ve grev hakkının eksiksiz kullanılabildiği tek ülke üniter yarı başkanlık sistemi ile yönetilen Fransa’ da görülmektedir.
Peki, dünyada durum bu şekilde iken, yeni ve sivil anayasa da yer alması düşünülen “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” nasıl olmalı ve kamu çalışanlarımız için ne gibi haklar getirmeli?
“Türk tipi başkanlık(yarı başkanlık) sistemi” olarak adlandırılan yeni sistemin, üniter ve tek meclisli bir sistem olması ülkemizin jeopolitik konumu açısından oldukça önemlidir. Bu tür bir sistemde temel haklar üzerinde pozitif gelişmelerin, şu anki mevcut bürokratik bunaltıcı işlevlere son verilerek, daha hızlı ve kalıcı bir biçimde geliştirilmesi mümkün olacaktır.
“Türk tipi başkanlık(yarı başkanlık) sistemi” nde doğrudan temsil, yürütme gücünün artırılması, kuvvetler ayrılığı sınırlarının netliği ve denge-kontrol sisteminin tam olarak sağlanması, bu sistemi tam demokratik olarak düşünülebilecek en gelişmiş parlamenter sistemlerin de, bir tık üzerine taşırken ekonomik güçlenmeyi de hızlandırması kaçınılmazdır.
***Sivil anayasa ve olabilecek herhangi bir başkanlık sisteminde elbette sistemin tüm organları, toplumun tüm kesimlerini doğrudan ilgilendirse de sendikamız için en önemli bölüm, kamu çalışan hakları olacaktır.
Tüm hizmet kollarında yetkili konfederasyon olan Memur-Sen çatısı altındaki tüm sendikaların, gelir dağılımı, adil paylaşım, emeğin hakkı ve iş güvencesi gibi temel vazgeçilmezlerin, olmazsa olmaz olduğunu vurgulamak isterim.
Son yıllarda Memur-Sen çatısı altındaki tüm hizmet kollarındaki sendikalarımızın büyük çabalarıyla elde edilen birçok pozitif hakkın korunması ve taleplerimiz arasında yer alan memur grev hakkının da demokratik bir biçimde yeni anayasada yer alması, sendikal kazanımlarımızın kuvvetlendirilmesi ve yeni anayasaya desteğin daha da güçlenmesi anlamlarını taşıyacaktır.
***Enerji Bir-Sen ailesi adına; yeni ve sivil anayasanın bir an evvel hayata geçirilmesini dilerken, kurucumuz Saygıdeğer M. Akif İnan’ ı yürekten muhabbet ve rahmetle anıyorum.
İmanlı gönüllerin birliğinden ibaret simgemiz…
İnan, “Mehmet Âkif” bıraktığın hasret tertemiz…
Senin yolun üzerinde yıkılır her kafes…
Çıldırıyor zilletle, kahrolan batıl nefes…
Kurucumuz Mehmet Akif İnan’a atfen yazılan bu güzel dörtlük için Fatih PEKDEMİR kardeşime teşekkür ediyorum.